Sevginin en yüksek şekli, herhangi bir oluşu kişisel tercihlerimize veya çıkarımıza uyduğu için değil, onu olduğu gibi kabullenerek herhangi bir karşılık beklemeden sevmektir.
Nis, 2022

Sevginin en yüksek şekli, herhangi bir oluşu kişisel tercihlerimize veya çıkarımıza uyduğu için değil, onu olduğu gibi kabullenerek herhangi bir karşılık beklemeden sevmektir.
Tarihteki en eski olgulardan birisinin müzik olduğunu söyleyebiliriz. Arthur Schopenhauer’e katılmamak elde değil: “Dünya olmasaydı bile müzik olurdu…” Bu düşünce bizi müzik olgusunun tarih öncesinde de var olduğunu düşünmeye yöneltiyor. Tabii ki “tarih öncesindeki müzik” deyince bugün bildiğimiz anlamda müzik aletleri ile çalınan melodiler ve armonik eserlerden bahsetmiyoruz.
Özellikle kurumsal ortamlarda sıklıkla duyduğum, yapay bir davranışsal terimden bahsetmek istiyorum. “aşırı dürüstlük” !
“Ama sen de aşırı dürüst davranmışsın, hiç öyle söylenir mi ?!”,
“Aşırı dürüst olursan zorlanırsın…”,
“Her zaman aşırı dürüst olmak iyi değildir”…
Gelişim ihtiyacı ve değişim kaçınılmaz gerçekler olarak tüm kurumsal yapıları etkiliyor ve 21. yüzyıl dünyasında kurumların sürdürülebilirliği ve başarısı için aşağıdaki faktörler asgari müşterekler olarak karşımıza çıkıyor;
Başarılı bir değişim çabası tesadüfler veya oluruna bırakılan akışlar sayesinde değil, ancak güçlü bir zihinsel hazırlık sonrasında oluşturulan kurgunun ile hayata geçirilmesi ile mümkündür. Bu sebeple önerdiğim 6 adımlı kurumsal değişim modelinin ilk 3 adımını değişim çalışmalarının tasarımına ayırdım. 4. Aşamadan itibaren değişimin daha sancılı olan kısmı başlar;
21. yüzyıl itibarıyla toplumların gelişmişlik düzeylerini incelediğimizde neredeyse her alanda “Batılı” toplumların “doğulu” toplumlara göre daha ileride olduğunu görüyoruz. Tarihsel bağlamda bunun pek çok sebebi olmakla birlikte “aydınlanma” düşüncesinin batıda yaşayan bireylerin gelişiminde oldukça etkili olduğunu öne sürebiliriz…