YENİLENSENE – Sadeleşme – Gaye Önsel

Yaşamınızda yer verdiğiniz nesnelerin hayatınızda kapladığı alanı hiç düşündünüz mü? İhtiyacınız olmadığı halde ne kadar sıklıkla alışveriş yapıyorsunuz? Bozulmuş, çatlamış bir eşyanın yerine yenisi almaktansa dönüştürmeye, tamir etmeye ne kadar şans tanıyorsunuz? Ev düzeniniz nasıl? Kütüphanenizde okumadığınız kaç kitap var? Giymediğiniz halde gardırobunuzda duran kaç kıyafetiniz var? Yaşamınızda gıdadan eşyaya geri dönüşüme ne kadar yer veriyorsunuz? Hayat temponuz nasıl?

Daha fazlasını oku

Evden Çalışmanın E-hali

Endüstri 4.0 ile birlikte değişim yolculuğunda İK’nın gündeminde yer alan konular arasındadır;  yeni çağ meslekleri, farklı çalışma modelleri, bireysel öğrenme metotları. Çoğunluğu global olan firmalar küçük ya da büyük ölçüde farklı modelleri sistemlerine entegre etme konusunda daha başarılılar. Yarına hazırlık yaparlar, deneyimlerken daha cesur davranırlar. Bugün ise ZORUNLU bir sebeple (Corona Virüsü-pandemik tehdit) büyük küçük firma demeden aynı refleksle profesyonel hayatı evlere taşıdık. Evden çalışma, online toplantı, dijital çözümler, uzaktan öğrenme, bireysel gelişim kavramlarına birkaç gün içerisinde hızla yakınlaştık, her birini çokça deneyimledik. Göze dev gibi görünen bu konular bugün için kolaylaştırıcı, pratik çözümler halini alıverdi.

 

Daha fazlasını oku

Zanaatkâr Ruhuna Sahip Olmak

CerModern Ankara’da, Merkez Bankası’nın düzenlediği II. Uluslararası fotoğraf yarışması sergisini gezme fırsatı buldum. Sergi, “Ekonomi ve Zanaat” olan konusu ile zanaatın ekonomik üretim sektörü ile bağlarını yeniden değerlendirmeye, zanaatı tekrar merkeze koymaya ve fotoğraf sanatı üzerinden değerini hatırlatmayı amaçlamış. Sergi girişindeki tanıtım metninde zanaat kavramını “emeğe, el becerileriyle üretime ve çoğunlukla usta-kalfa-çırak ilişkisine dayanır” şeklinde okuyorsunuz. Metinde kritik ifadeler size zanaatın gerçek kimliğini hatırlatıyor: “aktarım geleneği, atölye ruhu, el becerisi”…

Daha fazlasını oku

Yöneticinin Performans Rehberi: Adım Adım Geri Bildirim

Bir yılı geride bırakıp bir diğerine adım attığımız yılın ilk aylarında performans sistem çarkları işleyişinde hız kazanır. Çarklar, kapanılan yılın değerlendirilmesi ve gelen yeni yılın planlanmasına ilişkin son dönüşünü yapar ve nihai sonucunu verir,  bu dönüş yüz yüze görüşme ile hayat bulur. Çark, merkezinde iki ana dişliyi barındırır: değerlendirme (puanlama) ve yapılandırılmış görüşme. Puanlama yaparken objektif, elle tutulur, somut kanıt içeren verileri hesaba katmak, son dönemden ya da birkaç olaydan etkilenmemek, duyguların farkında olarak objektiflikten uzaklaşmamak önem taşır. Yapılan puanlama kadar değerlendirme sonuçlarının sağlıklı aktarımı da görüşmenin seyri açısından belirleyicidir. Bu sürecin amaca hizmet edecek şekilde işleyebilmesi için yöneticiye kuşkusuz büyük ödevler düşer.

Daha fazlasını oku

Aldım Verdim Ben Seni Yendim

Çocukluk döneminden kulağımıza çalınan bu oyun repliklerini birçoğumuz iyi biliriz. Bir ayağın topuğunun diğer ayağın ucuna değecek şekilde adımlar atarken, kimin üstün geleceğinin merakla beklendiği ve kimin kimin ayağına basacağına dair iddialardan oluşan bir oyundur. Oyun deyip geçmemek lazım, kimi zaman bu tür oyunların tarafları ya da taraftarları olduğumuz gerçek anları da tecrübe ediyoruz. Kimin kimin ayağına basarak üstünlük sağlayacağı yarışında buluveriyoruz kendimizi.

Bir bilgi alışverişinde, ekip işinde, müzakere masasında, performans görüşmesinde kısacası en az iki kişinin bir araya geldiği anlarda doğması muhtemel üstünlük yarışı, asıl yoldan uzaklaşıp yan yollara girme riskini beraberinde getiriyor.

Gelişim için adım atmak zorundayız.  Adımı, birilerinin ayağına basmak yerine basamakları çıkmak için atanlar yolculukta kazananlar oluyor. Adımlarımızı atarken başkalarının görüş ve düşüncelerini hesaba kattığımız an, elde ettiğimiz olumlu sonuç kat be kat artıyor.

Daha fazlasını oku

Bir oryantasyon hikayesi: OLUVERTASYON

Ansızın aklımda o anlamsız soru beliriveriyor: Hissiz bir varoluş nasıl bir şeydir acaba? Öylece yer kaplıyorsun uzayda, sadece bir silgi olarak, cansız, soluksuz, duygusuz! Amma yaptım ha, şunu da düşündürdü ya bana bu sıkıcı bekleyiş. Pes doğrusu! Oturmuş felsefe yapıyorum kâğıt kalem üzerine. Şimdi de 40 geçiyor 9’u. Sadece 5 dakika mı ilerledi yelkovan? Oysa ki bana bir saat gibi geldi.

Daha fazlasını oku

Yeni Bir Yıl Yeni Fırsatlar

2014 yılı Ocak ayı. Belki de tüm yılın en önemli ayı. Bir başlangıcı sembolize ederken bir önceki yılın özeti gibidir. Şirketlere bir bakın. Yılın ilk ayı nasıl da hummalı geçer. Yılsonu değerlendirmeleri, yılbaşı hedefleri derken şirketler ne ektik ne biçtik muhasebesi yapar, kendileriyle yüzleşirler. Peki ya bizler? Geçen bir yılın ardından arkamıza yaslanıp şöyle bir düşünmenin zamanı gelmedi mi sizce? Yoğun geçen bir iş temposunda düşünmeye vakit mi kalır, dediğinizi duyar gibiyim. İşte size fırsat! Yeni bir yıl diyerek kariyerinize göz atmak için ilk adımı atın.

Daha fazlasını oku

“DENEYİM” Aranıyor

En az 5 yıl deneyimli… Hızlı tüketim sektöründe deneyimi olan… İhale konusunda deneyimi bulunan… Bu ifadeler çok tanıdık geldi değil mi? İş ilanlarına şöyle bir göz gezdirecek olursanız, taramada karşınıza en sık çıkanlar listesinde başı çekenin “deneyim” olduğunu görürsünüz. “Deneyim” işe alım kriterlerinde neden bu denli ön planda? Kariyer günlerinde öğrencilerin en sık sorduğu sorulardan biridir bu. “Deneyimimiz olmadığı için tercih edilmezsek şu deneyim olayını nasıl elde edeceğiz?” Ders verir nitelikteki bu eleştiriye kulak kabartmak lazım.

Daha fazlasını oku