‘Şerefle bitirilmesi gereken en asil görev hayattır’ der Can YÜCEL ve devam eder, insanları ezip geçmeye, günlük menfaatler için onurunu terk etmeye, bir kısım insanlara kızıp tüm insanlara düşman olmaya değmez bu hayat. Yaşam başlıbaşına bir proje ve her insan bir proje yöneticisidir aslında. İnsanlık adına projelerinizi ne olur iyi yönetin. Projelerimizi nasıl iyi yönetebiliriz noktasında sizlere ‘şeytan tüyünü’ tavsiye edebilirim. Şeytan tüyü de nedir?
Birçok toplulukta aynı zeka ve düşünme gücü taşıyan, aynı derecede iyi giyimli ve güzel olan bir çok kimseden kimisini çok sevdiğimiz halde kimisini pek sevmeyiz. Bunun nedeni araştırıldığında sevdiklerimizde ‘şeytan tüyü’ dediğimiz bir özellik hemen gözümüze çarpar. Bu, görgü ve nezakettir. Temelinde her zaman başkalarına iyilik edebilme düşüncesi gizlidir ve hayattaki başarılarımızda da önemli rol oynar…
Sosyal yaşamda en belirleyici unsur kişinin önce kendisine sonra diğer bireylere duyduğu saygıdır. Herkesin çiğnenmesinden hoşlanmadığı sınırları vardır. Bu sınırlar aşılırsa birlikte yaşam çekilmez hale gelir. Gerek özel hayatta gerekse iş hayatında ilişkilerin sağlıklı yürümesi açısından bazı temel soruların yanıtlarını bilmek ve bunları hayata uyarlamak gerekir.
Toplumda sevilen, sayılan, sözü geçen ve kendini kabul ettirmek, fark ettirmek isteyen insanlar sosyal davranış kurallarını tam olarak bilmek ve uygulamak durumundadır. Böylece zaten karmaşık olan birlikte yaşam kolaylaşır. Sosyal davranış kurallarını bilip uygulamakla başlıca iki alanda fayda sağlanır. Güven ve saygınlık yaratılarak toplumda yer sahibi olunur. Sürekli başarı ve mutluluk ta buna bağlıdır. Ayrıca iş dünyasında işlerin daha kolay, kısa zamanda ve verimli bir şekilde yürümesine yardımcı olur.
Bu kurallar insan davranışlarını kısıtlamak, yaşamı zorlaştırmak, katı kurallara bağlamak üzere değil, özellikle kültürlerin birbirleriyle çatışmadan, birbirlerini zenginleştirerek yaşamı kolaylaştırmaları ve anlam katmaları için konulmuş kurallar bütünüdür.
Sosyal davranış kurallarının temeli görgü ve nezakettir. Gerçek görgü ve nezaket insana her durumda nasıl davranılacağını, ne söyleyip ne yapacağını, nelerden kaçınacağını gösterir. İnsanı gerçek insan yapmak için konulmuş ve öğrenilmesi gereken karşılıklı saygı ve anlayış temeline dayanır.
Görgü ve nezaket tıpkı bir hava yastığı gibidir. İçinde somut hiç bir şey olmamasına rağmen sizi hayatın darbelerinden korur. Çağımızın nabzı insanlarla iyi geçinebilmekte atıyor. Çünkü güzel bir yüreği olan kişi, belki ıstakozu hangi çatalla yiyeceğini bilmeyebilir,ama tüm görgü kurallarını yalayıp yutmuş bir insandan tabiiki daha insandır.
Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol…
Cömertlik ve yardım etmede akarsu gibi ol…
Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol…
Hoşgörüde deniz gibi ol…
Şefkat ve merhamette güneş gibi ol…
Tevazu ve alçak gönüllülükte toprak gibi ol…
Ya olduğun gibi görün, ya da göründüğün gibi ol…
Mevlana
Çevrenize saygılı ve hoşgörülü davranın, ama kendinize de. Her şeyin bilincinde olarak yaşayın ve daima kendiniz olarak kalın. Unutmayın ki bu sizin projeniz ve hesaplaşmak zorunda olduğunuz tek varlık kendinizsiniz.