Baharın ilk günü… Neler yaşandı mavi gezegenimizde; ne kışlar, ne yıkımlar, ne acılar… Yine de çiçekler açtı, bebekler güldü, yaşam denen mucize tomurcuklandı.
İnsanlık belki ilk defa böylesine topyekûn bir tehlikeyle karşı karşıya değil ama ilk defa olanların bu kadar farkında. Irk, ülke, cinsiyet, coğrafya fark etmeksizin türümüzün tehdit altında olduğunu bu denli net olarak fark ediyoruz. Hep gazetelerden okuduğumuz, televizyonlardan izlediğimiz, filmlerden yakınlık duyduğumuz felaketlere şahit olmuştuk. Oysa ilk defa günlük hayatlarımızı, yakınlarımızı ve kendimizi etkileyen bir tehlike duruyor karşımızda. Bununla birlikte virüsün yayılma hızının yüksekliğine rağmen ölüm oranları çok yüksek değil. 1. Dünya Savaşı’nda 17 milyon (o zamanki dünya nüfusunun binde 11’i), 2. Dünya Savaşı’nda 65 milyon (dünya nüfusunun binde 26’sı), İrlanda 1845 Büyük Kıtlığında 1 milyon (İrlanda nüfusunun binde 125’i) insan öldü.
Buna karşın dünya üzerinde yaşayan yaklaşık 4 nesil ilk defa dünya çapında bir tehditle karşı karşıya. Küreselleşmenin nimetlerinden faydalanırken, külfetleri ile kitlesel olarak ilk defa yüz yüze kalıyoruz.
Peki, bize ne anlatıyor tüm bu olanlar? Sınırlarını bilemediğimiz, adına uzay dediğimiz büyük boşluk içinde dönüp duran galaksimizde, küçük mavi bir bilye bizim evimiz. Çin, içine saklandığımız evlerimize ne kadar uzak görünse de, uzayın sonsuzluğu içinde hemen kapı komşumuz. Geliştirdiğimiz teknolojinin bizi tüm insanlara yakınlaştırdığını düşünürken, izole ve steril hayatlar sürmekteydik. Çok uzakları yakın eylemişken, çok yakınlarımızdan uzak düşmüştük. Bir yandan da sosyal medyayı tek parmak dokunuşuyla kapattığımızda, bizim için çoktan bitmiş olan kıyımlara; evimizin kapısını kapattığımızda dışarıda kalan tehlikelere alışmıştık. Şimdi anlamaya başladık ki; küçük mavi bilyenin üzerinde yaşayan 8 milyar insancık birbirimize görünmeyen bağlarla bağlıyız. Aynı kaderi, aynı hataları, aynı özlemleri ve aynı umudu paylaşmaktayız.
Hiç düşündünüz mü? Ya asıl virüs bizsek… Ve virüs dediğimiz de bize karşı bulunmuş bir ilaçsa… Kendimize, birbirimize, gezegenimize, evrenimize verdiğimiz zararlara karşı dezenfekte ediliyorsak…
Bunları da yaşayacağız ve bunlar da geçecek. Tıpkı bundan önce yaşadığımız büyük felaketlerden çıktığımız gibi. Asıl bugünden itibaren düşünmemiz gereken şey; bunun bir dezenfeksiyon olduğu. Tüm hatalarımızı, kusurlarımızı ve vurdumduymazlıklarımızı temize çekmek için bunun bir fırsat olduğu. Ve bu günlerden sonra bireyler, toplumlar ve insanlık olarak asla aynı olmayacağımızı…
Bu ilaca karşı direnç geliştireceğiz, mutasyona uğrayacağız. Bunu yine biz yapacağız.
Unutmayalım; dünya üzerinde hep pamuk ipliğine bağlı yaşıyorduk. Dünya ekseninin bir kaç derecelik sapması ile var olduk. Asıl mucize buydu ve biz fark etmesek de bu mucize sayesinde nefes alabiliyorduk ve kaderimiz hep birbirimize bağlıydı…
Kaynaklar:
http://www.diken.com.tr/birinci-dunya-savasina-dair-dogru-bilinen-yanlislar/
https://www.dunya.com/dunya/dunya-nufusu-112-milyar-olacak-haberi-348543
https://onedio.com/haber/kanli-bir-tarih-2-dunya-savasi-ile-ilgili-15-onemli-bilgi-657284
https://www.milliyet.com.tr/dunya/irlanda-buyuk-kitlik-i-aniyor-1238669