Öğrenmenin Tadı

ÖĞRENMENİN TADI (*) (**)

 

Tülay Üstündağ

 

            Kaliteli bir  porselenden yapılmış, aynı incelikte desenlerle süslenip gördüğünüzü daha da güzelleştiren bir fincan ve fincan tabağını elinize almaya ne dersiniz? En son ne zaman “Bir kahve içelim mi?” sorusunu duyup, bulunduğunuz yerden keyif almıştınız?

Daha fazlasını oku

Çoklarının Telaşı Öğretmek

Çoklarının telaşı öğretmek. Birilerine bir şeyler öğretmek. Bir saatte, iki günde, haftada ya da ayda…

Nasıl mı? En çok sosyal medyada izliyorum. Ne çok eğitmen, uzman ve danışman var. Ne çok…

Bu kişilerin ardında nasıl bir birikim var? Hangi süreçlerden sonra eğitmenlik yapıyorlar? Nasıl bir yetişme halindeler? Ne zamandan bu zamana çıraklık ve kalfalık bitti de usta ya da uzman oldular?

Daha fazlasını oku

Bir Merhaba Bin Gülüş

Sabahın erken saati. Özel bir bankanın servis aracındayım. Aracın solunda, önde ve bir numaralı koltukta oturuyorum. Servis hareket ediyor. Kısa süre sonra kaldırımda bekleyen kadınlı erkekli bir grubun önünde duruyor. O kişiler araca biniyor. Kendilerine bir yer bulup oturuyor. Araç hareket ediyor.

Daha fazlasını oku

Eleştirel Düşünme

Eleştirinin tanımları gözden geçirildiğinde şu ifadeyle karşılaşılır: “Bir insanı, bir konuyu, bir yapıtı, doğru ve yanlış yönlerini bulup göstermek amacıyla inceleme işi.” (1) Gözlemlerime dayanarak günlük yaşamda eleştiri sözcüğünün bu anlamda kullanıldığını sanmıyorum.

Eleştiri aklıma önce eş anlamlısı olan “tenkit” etmeyi getiriyor. Tenkit içinde de doğrudan çok, yanlışı vurgulamak var. Olumlu bir anlam hissedemiyorum. Üstelik tenkitle; kimi zaman insanı çok yönlü yıpratan, içini acıtan ve bireysel öfkeyi çoğaltan bir tutum gözlüyorum.

Daha fazlasını oku