Bursa Mudanya’dan İstanbul Kabataş’a feribotla geçtiğimde, acelem yoksa Dolmabahçe Sarayının yanındaki Saat Kule Kafeteryada oturur çoğu zaman kitap okurum, hayal kurmaya da mutalaka zaman ayırırım. İşte öyle günlerden birgün bugün. Hayaller hayata bağlılığımızın bir göstergesi, sevmesem hayalleri bugün buraya atmazdım kendimi.
Hayal etmek bugün buradayken sonra ne olacağını düşünmek ve görmektir ve mutlu eder beni. Karışıda Üsküdarı seyrederken ve teknelerin geçişini izlerken yani bütün bunlara bakıyorken aynı zamanda hayallere dalabilmek gibi bir marifeti var insanoğlunun. Bu yüzdendir sanırım hayallerimize ilham veren yerleri aramamız.
Hayal etmek deyince; Orada olmak, Rahatlamak, Zincirleri kırmak, Nefes almak Berraklaşmak, Kurtulmak, Cesaret etmek, Harekete geçmek, Ulaşmak geliyor aklıma.
İstediğimiz hayali kurarız, onu elde etmek istiyorsak sonunda elde ederiz. İçimizde bir yerlerde hayalimizi gerçekleştirecek gücü ve potansiyeli keşfettiğimiz an hayaller ulaşılabilir bir hedefe dönüşüyor. Ona ulaşmak da yeteneklerimize ve bilgimize bağlı. Her ikisini arttırdığımızda, hayallerimizin sınırları daha da genişlemeye başlıyor. Ve insan sahip olduğu bilgi kadar hayal edebiliyor ve hayal ettiği sınırlar kadar yaşıyor.
Hayallerin içinden ulaşılabilecek bir hedef doğabilir bu mümkündür. Doğmaya da bilir. İçimizdeki o güç ve potansiyelle birlikte bir hedef doğabiliyorsa hayaller yine bitmiyor. Hedefe sadık kalmanın destekçileri haline geliyor. Sizi hedefinize götürecek bir patika düşünün. Patika; çünkü, henüz hedefe dönüşmüş hayaliniz için hali hazırda belirgin bir yolunuz yok. Bu yolu belirginleştirmek için tekrar tekrar kurulacak hayallere ve atılacak küçük adımlara ihtiyaç var.
Hayal ettikçe hazır, hayal ettikçe tedbirli, hayal ettikçe deneyimli oluyorken, hayal ettikçe bir çırak olduğunuzun farkına varabiliyor ve kabul edebiliyorsanız, hedefe giden yolda atılacak adımların neler olacağı ve ne zaman atılacağı daha da netleşiyor. Bundan sonrası da netleşen bu adımların bazen hızlı bazen yavaş atılmasına kalıyor.
Karanlık geceleri aydınlattı insan, Uçtu, yüzdü, buldu, kazdı, keşfetti, Gecelerce düşledi, düşleri aydınlattı, Aydınlığı indi sokaklara, Tırnaklarını geçirdi toprağa, doğruldu, Emek ekti, ter akıttı, Hayal ettiklerine sabırla ulaştı,
Bir tek şey vardı onları bu kadar dinamik, heyecanlı, sabırlı tutan o da hayal ve hedeflerine olan tutkuları ve sadakatlarıydı.
Bugün Saat Kule Kafe’de kurduğum hayallerim, ufukta bir yerlerde demlenmek üzere beni beklemekte. Bir vapur sesi yola çıkma vaktimin geldiğini hatırlatıyor. Artık yolculuk zamanı.